Vatan Yahut Silistre Kitap Özeti
Kitabın Adı : Vatan Yahut Silistre
Yazarı : Namık Kemal
Kitabın Özeti
KONUSU: Siliistre bugünkü Bulgaristan’da Tuna ırmağının kıyısında, bir
kenttir. 1388 yılında Türkler tarafından fethedilen Silistre, 1853-1856
Kırım Savaşı sırasında çok kalabalık bir Rus ordusu tarafından
kuşatılmış, Musa Hulusi Paşa kumandanlığındaki Türk kuvvetleri kırk gün
boyunca, kaleyi kahramanca savunurlar.
Kitapta, asıl verilmek istenen Vatan Sevgisi’dir. Bunun yanında,
Silistre Kalesİ’ne yardıma koşan gönüllüler ve bunlardan İslam Bey ile
Zekiye’nİn aşkı da anlatılmaktadır.
Kısa Özeti
İslam Bey, gönüllü olarak orduya gideceğinden dolayı uzaktan sevmekte
olduğu Zekiye ile vedalaşmak üzere onun odasına girer. Zekiye’ye,
kendisi hakkında beslediği sevgiyi anlatır. Kız da ona karşı kayıtsız
olmadığı gibi, onun arkasından o da erkek elbisesi giyerek gönüllüler
takımına karışır, Silistre’ye kadar gider. Silistre’de kuşatma altında
kalırlar. Bu arada İslam Bey yaralanır, ona, Âdem ismini almış olan
Zekiye bakar. Yaralı olduğu halde İslam, yanında Abdullah Çavuş ve
Zekiye ile düşman cephanesini ateşlemek üzere giderler. Dönüşlerinde
düşman kuşatmayı kaldırıp çekilmiş vaziyette bulurlar. Kumandan Sıtkı
Bey de. Zekiye’nin vaktiyle bir namus meselesinde itaatsizlik ettiği
için keçe külah edilmiş olduğundan asıl adı olan Ahmet’i değiştirip
Sıtkı’yı kullanarak yeniden askerlikte rütbesi kazanmış olan babası
çıkar. İslam ile Zekiye’nin düğünleri kazanılan savaşın mutluluğuyla
birlikte yapılır.
GENİŞ ÖZETİ:
Birinci Perde:
Zekiye, odasında uzanmış kendi kendine İslam Bey’e olan aşkını
anlatmaktadır. İslam Bey ise, bu sırada, veda etmek için Zekiye’nİn
penceresi etrafında dolanmaktadır. Sesi duyunca, kendisini gösterir.
Zekiye utanmıştır.
İslam Bey, Silistre’ye yardıma giden gönüllülerden olmaya kararlıdır.
Bunu Zekiye’ye söyleyince, sevgisi çok büyük olan Zekiye’nİn, haliyle
üzüntüsü de büyük olmuştur. Bu yüzden İslam Bey’i bu kararından
vazgeçirmeye çalışır. İslam Bey ise ataları arasında tam kırk iki şehit
bulunduğunu, bu kadar şehidi olan bir ailenin ferdine kaçmanın
yakışmayacağını belirtir.
Zekiye ise kardeşini şehit vermiş, yıllar önce cepheye giten babasından
ise yıllardır bir haber alamamıştır.. Şimdi de hayatta tek sevdiği
İnsandan ayrılmak, ona kat be kat zor gelmektedir. Yine de, onu sevgi
ile uğurlar. İslam Bey, “Yaşasın vatan !” diyerek Zekiye’nİn yanından
ayrılır.
İslam Bey, Zekiye’nİn yanından çıktıktan sonra, dışarıda kendisini
bekleyen gönüllülerin yanına gelir ve “Beni seven peşimden gelsin”
diyerek yola düşer.
Biraz sonra Zekiye de erkek kılığına girer ve İslam Bey’in gittiği yoldan takip eder.
İkinci Perde:
Gönüllüler, Silistre Kalesi’ndedirler. Zekiye de içlerindedir.
Miralay Sıtkı Bey, ölüm ve kalım günlerinin sayılı olduğunu, isteyenin
gidebileceğini söyleyince, gönüllülerden birisi “madem gidecektik de
buraya neden geldik” diyerek bütün arkadaşları adına kararlılıklarını
vurgular. Zekiye’yı çocuk diye göndermek isterlerse de, ısrarlı turumu
sayesinde vazgeçerler…
Çatışma bütün şiddetiyle başlar. İslam Bey yaralanmıştır. Zekiye onu
tanıdığı için hemen yanına koşar, İslam Bey Zekiye’nİn kollarında
bayılır.
Zekiye, tedavisi için yanında revire gider,
Miralay Rüstem Bey ile Sıdkı Bey ise gelmişten geçmişten derin bir sohbete dalarlar.
Üçüncü Perde:
İslam Bey, hasta yatağında devamlı sayıklamakta, Zekiye ümit ve
endişe ile başında beklemektedir. Günler sonra gözlerini açtığında
Zekiye’yi görünce, şaşırır. Zekiye kendisini saklamaya Çalışsa da fazla
direnemez ve iki sevgili konuşmaya başlarlar.
Düşman ise hedefine adım adım yaklaşmaktadır. Kaleyi ele \ geçirmesi an
meselesidir. Tek çare olarak, kaleden çıkıp düşman cephaneliğini
ateşlemek gözükmektedir. Bu iş için İslam Bey yaralı hali ile Öne
çıkar. İkinci öne çıkan kişi ise Zekiye’dir. Yanlarına bir de Abdullah
Çavuş’u katarlar. Sıdkı Bey Zekiye’ye çok dikkatli bakar ve “Oğlum
mezarda yatıyor” der. Zekiye’yi oğluna çok benzetmiştir.
Dördüncü Perde:
Aradan günler geçmiş, düşman toparlanmaya başlamıştır. Sıdkı Bey,
çocukları düşman içine gönderdiğine bin kere pişman olmuş vaziyette
dolanıp durmaktadır. Nihayet, Abdullah Çavuş görünür ve olanları
anlatır. Anlattıklarından, İslam Bey’in büyük bir kahramanlık ve
fedakârlık örneği göstererek düşmana büyük kayıp verdiği
anlaşılmaktadır. Bu konuşma sürerken, İslam Bey, kelinde kırık kılıcı
ile çıkagelir, tabii Zekiye de arkasından.
Sıdkı Bey coşku ile İslam Bey’i “evladım” diyerek kucaklayıp alnından
öper. İslam Bey de onun ellerinden. Sonra Sıdkı Bey, çocuğun nerede
olduğunu sorar. İslam Bey, Sıdkı Bey’e bütün olup biteni anlatır. Sıdkı
Bey kızı yanına getirmesini söyler. Sıdkı Bey, Zekiye’ye sorduğu
suallere aldığı cevaplardan kendi öz kızı olduğunu; Zekiye de yüzündeki
duruşun aynı ninesi ve abisinin yüzündeki duruş olduğunu görerek, Sıdkı
Bey’İn öz babası olduğunu anlar. Baba kız kucaklaşırlar. Sevinçlerine
diyecek yoktur.
Bu esnada, Abdullah Çavuş eratın önüne düşmüş, onları “Arş Yiğitler
Vatan İmdadına” marşını söyleterek yürütmektedir. Sıdkı Bey’in önüne
gelince dururlar. Sıdkı Bey erat önünde şu tarihi konuşmayı yapar:
“Arslanlanml Doksan gündür çekmediğiniz belâ, görmediğiniz cefâ
kalmadı. Osmanlıların namusunu göklere çıkardınız. Vatan sizden
hoşnuttur. ..Vatanımızın faydasını koruduk, yine de koruruz. Her zaman
koruruz. Biz her zaman bu yolda ölmeye hazırırz. Yaşasın vatan! Yaşasın
Osmanlılar!”
Askerler de hep bir ağızdan: “Yaşasın vatan! Yaşasın Osmanlılar!” dîye haykırır ve perde kapanır.
SHARETHIS.addEntry({ title: "Vatan Yahut Silistre Kitap Özeti (Namık Kemal)", url: "http://www.kitap-ozetleri.com/kitap-ozeti_kitap_ozetleri/v/vatan-yahut-silistre-kitap-ozeti-namik-kemal.html" });
Kitabın Adı : Vatan Yahut Silistre
Yazarı : Namık Kemal
Kitabın Özeti
KONUSU: Siliistre bugünkü Bulgaristan’da Tuna ırmağının kıyısında, bir
kenttir. 1388 yılında Türkler tarafından fethedilen Silistre, 1853-1856
Kırım Savaşı sırasında çok kalabalık bir Rus ordusu tarafından
kuşatılmış, Musa Hulusi Paşa kumandanlığındaki Türk kuvvetleri kırk gün
boyunca, kaleyi kahramanca savunurlar.
Kitapta, asıl verilmek istenen Vatan Sevgisi’dir. Bunun yanında,
Silistre Kalesİ’ne yardıma koşan gönüllüler ve bunlardan İslam Bey ile
Zekiye’nİn aşkı da anlatılmaktadır.
Kısa Özeti
İslam Bey, gönüllü olarak orduya gideceğinden dolayı uzaktan sevmekte
olduğu Zekiye ile vedalaşmak üzere onun odasına girer. Zekiye’ye,
kendisi hakkında beslediği sevgiyi anlatır. Kız da ona karşı kayıtsız
olmadığı gibi, onun arkasından o da erkek elbisesi giyerek gönüllüler
takımına karışır, Silistre’ye kadar gider. Silistre’de kuşatma altında
kalırlar. Bu arada İslam Bey yaralanır, ona, Âdem ismini almış olan
Zekiye bakar. Yaralı olduğu halde İslam, yanında Abdullah Çavuş ve
Zekiye ile düşman cephanesini ateşlemek üzere giderler. Dönüşlerinde
düşman kuşatmayı kaldırıp çekilmiş vaziyette bulurlar. Kumandan Sıtkı
Bey de. Zekiye’nin vaktiyle bir namus meselesinde itaatsizlik ettiği
için keçe külah edilmiş olduğundan asıl adı olan Ahmet’i değiştirip
Sıtkı’yı kullanarak yeniden askerlikte rütbesi kazanmış olan babası
çıkar. İslam ile Zekiye’nin düğünleri kazanılan savaşın mutluluğuyla
birlikte yapılır.
GENİŞ ÖZETİ:
Birinci Perde:
Zekiye, odasında uzanmış kendi kendine İslam Bey’e olan aşkını
anlatmaktadır. İslam Bey ise, bu sırada, veda etmek için Zekiye’nİn
penceresi etrafında dolanmaktadır. Sesi duyunca, kendisini gösterir.
Zekiye utanmıştır.
İslam Bey, Silistre’ye yardıma giden gönüllülerden olmaya kararlıdır.
Bunu Zekiye’ye söyleyince, sevgisi çok büyük olan Zekiye’nİn, haliyle
üzüntüsü de büyük olmuştur. Bu yüzden İslam Bey’i bu kararından
vazgeçirmeye çalışır. İslam Bey ise ataları arasında tam kırk iki şehit
bulunduğunu, bu kadar şehidi olan bir ailenin ferdine kaçmanın
yakışmayacağını belirtir.
Zekiye ise kardeşini şehit vermiş, yıllar önce cepheye giten babasından
ise yıllardır bir haber alamamıştır.. Şimdi de hayatta tek sevdiği
İnsandan ayrılmak, ona kat be kat zor gelmektedir. Yine de, onu sevgi
ile uğurlar. İslam Bey, “Yaşasın vatan !” diyerek Zekiye’nİn yanından
ayrılır.
İslam Bey, Zekiye’nİn yanından çıktıktan sonra, dışarıda kendisini
bekleyen gönüllülerin yanına gelir ve “Beni seven peşimden gelsin”
diyerek yola düşer.
Biraz sonra Zekiye de erkek kılığına girer ve İslam Bey’in gittiği yoldan takip eder.
İkinci Perde:
Gönüllüler, Silistre Kalesi’ndedirler. Zekiye de içlerindedir.
Miralay Sıtkı Bey, ölüm ve kalım günlerinin sayılı olduğunu, isteyenin
gidebileceğini söyleyince, gönüllülerden birisi “madem gidecektik de
buraya neden geldik” diyerek bütün arkadaşları adına kararlılıklarını
vurgular. Zekiye’yı çocuk diye göndermek isterlerse de, ısrarlı turumu
sayesinde vazgeçerler…
Çatışma bütün şiddetiyle başlar. İslam Bey yaralanmıştır. Zekiye onu
tanıdığı için hemen yanına koşar, İslam Bey Zekiye’nİn kollarında
bayılır.
Zekiye, tedavisi için yanında revire gider,
Miralay Rüstem Bey ile Sıdkı Bey ise gelmişten geçmişten derin bir sohbete dalarlar.
Üçüncü Perde:
İslam Bey, hasta yatağında devamlı sayıklamakta, Zekiye ümit ve
endişe ile başında beklemektedir. Günler sonra gözlerini açtığında
Zekiye’yi görünce, şaşırır. Zekiye kendisini saklamaya Çalışsa da fazla
direnemez ve iki sevgili konuşmaya başlarlar.
Düşman ise hedefine adım adım yaklaşmaktadır. Kaleyi ele \ geçirmesi an
meselesidir. Tek çare olarak, kaleden çıkıp düşman cephaneliğini
ateşlemek gözükmektedir. Bu iş için İslam Bey yaralı hali ile Öne
çıkar. İkinci öne çıkan kişi ise Zekiye’dir. Yanlarına bir de Abdullah
Çavuş’u katarlar. Sıdkı Bey Zekiye’ye çok dikkatli bakar ve “Oğlum
mezarda yatıyor” der. Zekiye’yi oğluna çok benzetmiştir.
Dördüncü Perde:
Aradan günler geçmiş, düşman toparlanmaya başlamıştır. Sıdkı Bey,
çocukları düşman içine gönderdiğine bin kere pişman olmuş vaziyette
dolanıp durmaktadır. Nihayet, Abdullah Çavuş görünür ve olanları
anlatır. Anlattıklarından, İslam Bey’in büyük bir kahramanlık ve
fedakârlık örneği göstererek düşmana büyük kayıp verdiği
anlaşılmaktadır. Bu konuşma sürerken, İslam Bey, kelinde kırık kılıcı
ile çıkagelir, tabii Zekiye de arkasından.
Sıdkı Bey coşku ile İslam Bey’i “evladım” diyerek kucaklayıp alnından
öper. İslam Bey de onun ellerinden. Sonra Sıdkı Bey, çocuğun nerede
olduğunu sorar. İslam Bey, Sıdkı Bey’e bütün olup biteni anlatır. Sıdkı
Bey kızı yanına getirmesini söyler. Sıdkı Bey, Zekiye’ye sorduğu
suallere aldığı cevaplardan kendi öz kızı olduğunu; Zekiye de yüzündeki
duruşun aynı ninesi ve abisinin yüzündeki duruş olduğunu görerek, Sıdkı
Bey’İn öz babası olduğunu anlar. Baba kız kucaklaşırlar. Sevinçlerine
diyecek yoktur.
Bu esnada, Abdullah Çavuş eratın önüne düşmüş, onları “Arş Yiğitler
Vatan İmdadına” marşını söyleterek yürütmektedir. Sıdkı Bey’in önüne
gelince dururlar. Sıdkı Bey erat önünde şu tarihi konuşmayı yapar:
“Arslanlanml Doksan gündür çekmediğiniz belâ, görmediğiniz cefâ
kalmadı. Osmanlıların namusunu göklere çıkardınız. Vatan sizden
hoşnuttur. ..Vatanımızın faydasını koruduk, yine de koruruz. Her zaman
koruruz. Biz her zaman bu yolda ölmeye hazırırz. Yaşasın vatan! Yaşasın
Osmanlılar!”
Askerler de hep bir ağızdan: “Yaşasın vatan! Yaşasın Osmanlılar!” dîye haykırır ve perde kapanır.
SHARETHIS.addEntry({ title: "Vatan Yahut Silistre Kitap Özeti (Namık Kemal)", url: "http://www.kitap-ozetleri.com/kitap-ozeti_kitap_ozetleri/v/vatan-yahut-silistre-kitap-ozeti-namik-kemal.html" });
Cuma Eyl. 13, 2013 12:19 am tarafından ash
» Dönüyoruz..
Ptsi Haz. 10, 2013 7:12 am tarafından Kim Possible
» iCarly. Season 1 Volume 1 DVD. Special Spaghetti. ( İlk Bölümü )
Paz Ağus. 26, 2012 9:18 pm tarafından zeyno7277
» Freddie Ve Sam , Carly'nin müziklerini söylerse ( İcarly Yeni Bölüm )
Paz Ağus. 12, 2012 7:27 pm tarafından zeyno7277
» Carly Dönüyor. ( İcarly Yeni bölüm )
Paz Ağus. 12, 2012 7:23 pm tarafından zeyno7277
» İcarly Yeni Bölümler !
Paz Ağus. 12, 2012 7:22 pm tarafından zeyno7277
» iCarly Spencer ve onun "düşmanı" ( Yeni Bölüm )
Paz Ağus. 12, 2012 7:12 pm tarafından zeyno7277
» İcarly yemek zamanı ?
Cuma Ağus. 03, 2012 4:02 pm tarafından suleyman1234
» Zoey 101 - 3. sezon 1. bölüm (GoodBye Zoey)
Perş. Mart 22, 2012 2:27 am tarafından tuana